Bir Hafta Sonu
Hastalıkla geçen
bir haftanın ardından bu hafta sonu için yoğun denilebilecek bir programımız
vardı. Ve hatta Hüma’nın devam eden öksürüğü ve sömestr tatilinin son günü
olması sebebiyle ortalığın hala kalabalık olacağını düşünerek Pazar günkü
tiyatro biletlerini açığa aldım.
Yalnız arkadaş okullar açıkken bu çocuklar hiç mi evden çıkmıyordu acaba, hafta sonu dahil her yer doldu taştı okul çocukları ve Starbucks’ta kahve içmeye gelmiş ergenlerle.
Yalnız arkadaş okullar açıkken bu çocuklar hiç mi evden çıkmıyordu acaba, hafta sonu dahil her yer doldu taştı okul çocukları ve Starbucks’ta kahve içmeye gelmiş ergenlerle.
Neyse biz Cumartesi günü sabah erken düştük yollara, Hüma’cığımın yeni “okuluna” gittik. Okul kelimesini özellikle Hüma’nın hoşuna gittiği için kullanıyorum aslında okul değil tabii ki. Nedir ne değildir burada yazmayacağım bu başka bir yazının konusu olacak. Bu hafta denemeydi zaten.
Ders bitiminde
eve döndük zira Beril Abla ve “Doğukan” gelecekti. Tüm düzeltmelerimize rağmen
Volkan’a Doğukan deme konusunda ısrarcı Hüma, yapacak bir şey yok.. Artık bizim
gönlümüzde Doğukan o. Beril’le Doğukan’a marifetlerini sergileme konusunda
biraz ağır davrandı Hüma’cık. Sonlara doğru daha bir kudurmuştu, bir süre misafirlerini
odasında ağırladı :) Beraber
puzzle yaptılar, ben de çayımı içtim, ohh... Böyle misafire can feda...Bu arada bizim telefonlardan sıkılmış olacak ki eve her gelenin telefonundaki fotoğraflara
bakmak istiyor. Beril’in telefon da nasibini aldı bundan tabii ki,
fotoğraflarla yetinilmedi, tamamen kurcalandı. Bu arada Hüma’nın fotoğraf
aşkıyla telefonla sarmasına engel olmak için en kısa zamanda ünlü/başarılı birkaç
fotoğrafçının kitabını almayı düşünüyorum. Neyse akşam üstü iyice uykusunu
gelen Hüma’yı kısa sürede uyutmayı başardım, hasta olduğundan beri yine ve
yeniden her uyku öncesi illa ki meme.. Bakıcaz yakında bir çaresine.
Misafirlerimiz de
gidince ben de yatıp uyudum Hüma ile. Üzerimde bir ağırlık vardı zaten bir gün
önce geç yatmanın verdiği yorgunluğa ilaveten. Hüma iki saatten fazla uyudu,
hatta meme versem uyumaya devam edecekti ama yemek yedirip ilaç içirmek
gerektiğinden resmen zorla kaldırdım yataktan. Sonra Nilgün geldi, akşam da
Zeynep’le Hakan abi.
Bu sefer beraber oynadıkları oyunlar ve hamur seansıyla Hüma’nın gönlünü fetheden Zeynep oldu.
Bir ara herkes sohbet ederken bizimki de
kendi kendine kitap okuyor bir taraftan da bıdır bıdır konuşuyordu. Ortama uyum sağladı yani. Gören o da
ortamdaki birileriyle muhabbet ediyor sanacak o derece..
Bu sefer beraber oynadıkları oyunlar ve hamur seansıyla Hüma’nın gönlünü fetheden Zeynep oldu.
Pazar günü
tiyatro biletlerini iptal edince gün boşa çıktı, öyle mi yapsak şuraya mı
gitsek derken en iyisi bugünü evde geçirmek dedik. Tolga, Hüma ve ben saklambaç
oynadık evde. Hüma’ya saklambaç oynamanın ve saklanmanın mantığını anlatmaya
çalışarak. Zira her saklanma Hüma’nın sabırsızca ortaya fırlamaları ile son
buluyor genelde. Ya da saklanınca saklandığı yerden “tamam saklandım” diye
bağırıyor. Saklambaç oyunu, oyuna
kendini kaptıran iri kıyım bir babanın sobe yapmak üzere koştururken Hüma’yı
sırtlayıp çenesini omzuna çarptırmak suretiyle acıtması ve tabii ki Hüma’nın
ağlamasıyla son buldu.
O ara baktım hava
güzel, Hüma’yı eylemek için hadi balkona çıkalım dedim. Çıkış o çıkış.. Bir
saat balkonda takıldık. Hüma kuşlara yem verdi, yani aşağı attı yemleri. Ben de onun fotoğraflarını çektim.
Sonra evde biraz oynadık, boya yaptık, yemek yedik yine piknik modunda. Sonra da bir güzel öğlen uykusuna yattık beraber… Hüma’yla uzun zamandır öğlen uykusu uyumuyordum, gerçekten paha biçilemez…
Sonra evde biraz oynadık, boya yaptık, yemek yedik yine piknik modunda. Sonra da bir güzel öğlen uykusuna yattık beraber… Hüma’yla uzun zamandır öğlen uykusu uyumuyordum, gerçekten paha biçilemez…
Kalktıktan sonra
beraber kek yaptık, daha önce "Kek Tarifi" yazımda tarifini verdiğim
tahin-pekmezli kekten. Sonra da Tolga’nın da katılımıyla bir de ekmek patlattık
üstüne, yine bu yazımda tarifini verdiğim ekmeğin zeytinli-kekiklisi bu sefer.
Kek veriyormuş aletin ağzına...
Yemek faslından
sonra biraz çizgi film izledik, bu arada Hüma’nın çizgi film maceralarını daha
sonra daha detaylı anlatacağım…
Çizgi film izleyen küçük insan :)
Bir Hafta Sonu böyle geçti işte… Huzurlu ve sakin… Bol arkadaşlı... Evde vakit geçirince dinlendik. Güzel oldu.
2 yorum
hahahaaa :)
YanıtlaSilmeşhur oldum..
akıl küpü hümoş ile oynamak çok keyifiliydi..
ayrıca kendisinden bana da resim yapmasını isteyince geçiştirir gibi "yaparım, yaparım gel sen.. " demesi de beni hala güldürüyor..
zeynepcim bu arada aldığın kelebek hüma'ya oyuncak oldu.. Hakan diyordu ya çok güveniyorsun kızına.. :) bu yenir mi hümacım dedim ertesi gün, yenmeeez dedi :D
YanıtlaSilNot: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.