Oyuncak.... Oyuncak....

By Kasım 21, 2012 ,

Bir süredir aklımda olan, bir türlü başlayıp yazamadığım dahası nasıl yazmam gerektiğine de bir türlü karar veremediğim konulardan birisi oyuncak konusu. Malum piyasada oyuncak çok, hangi birine bakıp yorum yapacağını şaşırıyor insan. Ancak öte taraftan bana kalırsa aslında piyasada doğru düzgün oyuncak yok. Ben çok zorlanıyorum Hüma'ya oyuncak alırken. Hem seçmesi zor hem de istediğim gibi oyuncak bulamıyorum genelde. 
Sonuçta oyuncak konusu ciddi bir konu çünkü hem bir sürü para harcanıyor bu uğurda hem de neticede çocuk gelişiminin önemli bir parçası. Bu ciddiyetle değerlendirmek lazım. Ama nasıl? Nasıl seçmek lazım alınacak oyuncakları, oyuncak alırken nelere dikkat etmeli? Bunlar önemli sorular tabii.
Şöyle bir bakarsanız internetten oyuncak seçiminde nelere dikkat edilmeli diye bir sürü yazı çıkıyor. Her ne kadar bazıları o kadar önemseme, oyuncaktır en nihayetinde iki oynayıp atacak gözüyle baksa da bana kalırsa da oyuncak seçimi konusunda hassas davranılmalı. 

Çocuğun ilgi alanı yanı sıra gelişimine olacak katkısı, oyuncağın ne kadar süre çocuğun ilgisini çekebileceği, kalitesi (özellikle boya açısından) ve içerdiği parçalar ve parçaların sağlamlığı gibi bir sürü parametre var. Bunların yanı sıra rengi, sesi, varsa kokusu, dokusu, malzemesi... Sonuç olarak her şey ama her şey önemli bence. Özellikle de çocuğun oyuncak ile yeri geldiğinde yalnız kalacağı (odasında oynarken mesela) düşünüldüğünde daha da titizlikle seçilmeli oyuncak. O nedenle güvenlik açısından dikkat edilmesi gerekenleri de derleyim;
  1. Oyuncaklar sanıyorum 3 yaşına kadar ip vb içermemeli (boğulma riskine karşı)
  2. Oyuncakların parçaları kopmayacak şekilde sabitlenmiş yani sağlam olmalı.
  3. Söylemeye gerek yok ama yazmadan olmaz sivri uçları ve keskin kenar ya da parçaları olmamalı
  4. Boyaları çıkmamalı, kullanılan boya ve malzeme kaliteli olmalı. 
  5. Yutabileceği küçük parçalar içermemeli. 
Güvenlik ile ilgili konular zaten herkesin malumudur zaten dediğim gibi internet ve kitaplarda da bahsedilen şeyler ancak esas mesela çocuğun kişiliğine, ilgi alanlarına ve gelişim aşamasına göre oyuncak seçmek. Birçok farklı kaynakta ay-ay ya da dönem dönem çocuklara ne tip oyuncaklar alınmalı diye derlenmiş bilgiler de var o nedenle o konuya hiç girmeyeceğim sonuçta uzmanlık alanım da değil. Ama deneyimlerinden yola çıkarak söyleyebileceğim birkaç şey var tabii ki;
  1. Çocukları iyi gözlemlemek gerekiyor ki ilgi alanları, sevdiklerini  tespit etmek ona göre oyuncak/kitap vs seçmek için. 
  2. Ayrıca psikopatça gelebilir ama büyüdükçe daha önemli olur bence iyi gözlem sayesinde (zaten anne baba olmanın olmazsa olmazı) daha zayıf yönlerini geliştirmeye yönelik değerlendirmek ve yönlendirmeleri, oyuncak seçimlerini, faaliyetleri ona göre belirlemek de önemli.
  3. Oyuncakların üzerinde yazan ay/yaş bilgileri her zaman doğru olmayabiliyor aslolan içeriği ve çocuğa uygunluğu özellikle 1,5 yaş civarı 2 bazen 3 yaş için olan oyuncaklar uygun olabiliyor 
  4. Oyuncağın ne kadar süreli ilgi çekmeye devam edeceğine de bakmak lazım zira kısa süre sonra bir kenara atılacak bir oyuncak hem gereksiz harcama hem de evde yer problemi oluyor
  5. Bir de kim ne derse desin kendi beğenmediğim, sesine, tipine tahammül edemediğim oyuncağı almıyorum.
Ama işin bir de evde bu oyuncaklar baş etme kısmı var ondan bahsetmek istiyorum. Oyuncaklarla başetme başlığı altında ise iki konu var. 

Oyuncak sayısı 
Hep söylerler çocuklara çok fazla oyuncak almayın diye. Ben de doğumdan önce öyle düşünenlerdendim ki aslında bir bakıma aynı fikirdeyim hala ama bir bakıma değilim. Çünkü  o çokluğun tanımı önemli ona göre de değişiyor belki de herkes için. Bir kere her dışarı çıkıldığında, her oyuncakçıya gidildiğinde sırf almış olmak için oyuncak/kitap vs alınmasına ben de karşıyım. Çocuklar için değeri yitiyor diye düşünüyorum, kolay ulaşılabilir oluyor, değersizleşiyor. Ama isterim diye tutturmaya başlamadı henüz o zaman neler olacak bilmiyorum. 
Ayrıca benim de gözlemlediğim çok fazla oyuncak olması hem oyuncağa olan ilgisini azaltıyor (ki o zaman akşama kadar nasıl vakit geçirip eğlenecekler) hem de oyuncak karmaşasının arasında hangisi ile ne oynayacaklarını şaşırıyor çocuklar. O nedenle aslında olabildiğince az ama yeterince de fazla oyuncak almak lazım (işte diyorum bu iş zor diye). Dediğim gibi büyüdükçe zorlaşıyor bu konu hem daha aktif oynadığı için daha çabuk sıkılıyor hem de ilgi alanı, yetenekleri arttıkça, öğrendikçe yeni şeyler öğrenmesi için yeni materyallere (oyuncak, kitap vs) ihtiyacı oluyor. 
Oyuncakların Düzenlenmesi
Oyuncakların ve miktarının kontrol altında tutulmasında elzem bir husustur bu ilk Selda ablamdan duymuştum, başı boş bırakmaya gelmez oyuncakları demişti. Hakikaten de belli aralıklarla oyuncakları elden geçirmek kötü olanları atmak, sınıflandırmak (toplar bir yere, bebekler bir yere, kitaplar bir yere gibi) ve de aynı oyuna/oyuncağa ait parçaları bir araya koymak gerekiyor. Yoksa aradığını bulamıyorsun/bulamıyorlar. Büyüdükçe Selda ablamın tabiriyle "anneee bebeğimin şapkası nerde ya da bilmem ne oyuncağımın bilmem nesi nerde??? diye sormalar başlıyormuş. Bir de  oyuncakların daha küçük ve çok sayıda parça içerdiğini düşünürsek iş zorlaşıyor anlayacağınız.
Bir de efenim belli aralıklarla düzenlediğimiz bu oyuncakları belli aralıklarla da değiştirmek gerekiyor. Kaldırıp göremeyeceği bir yere koymak ve sonra tekrar çıkardığında en azından bir süre sevinçle daha önce sıkılmış olduğu oyuncakla oynamasını sağlıyor. Böylece belli sayıda oyuncağı değiştirerek ve aralarda yaşına/dönemine uygun oyuncak alarak oyuncak sorunsalını en az oyuncak ile çözmek lazım. 

Bunları da Okuyabilirsiniz

2 yorum

  1. Oyuncakları belli aralıklarla gözünün önünden kaybetmek bence de etkili bir yöntem. Bazılarını görünce yeni alınmış gibi seviniyorlar uzun süre oynamadıktan sonra.
    Sesleri çok fena oluyor bazılarının da gerçekten. İnsanın tahammül sınırlarını zorluyor adeta.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya o ses konusu çok fena, bazılarının çok yüksek oluyor sesi o zaman sesin geldiği yeri bantlıyoruz aklınızda olsun ses az geliyor tabii, ama eğer ses çirkinse ne yapsan olmuyor çok kısa süre sonra birine veriyorum ya da atıyorum valla yapacak bişi yok.

      Sil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.