Antalya'ya Gidiyoss_3

By Kasım 18, 2012

Kaldığımız yerden... (ayrıca bakınız Antalya'ya Gidiyoss & Antalya'ya Gidiyoss_2)


Kahvaltı yapmak üzere Big Man'e gittik yine, bu sefer hava güzeldi ve dışarıda muhteşem deniz manzarası ile oturma fırsatımız oldu. Hüma ise oradaki çocuk parkında vakit geçirdi daha çok. Yine dayısı salladı Hüma'yı parkta.
Bu arada şöyle bir psikopatlık yaptım kahvaltıya giderken Hüma'nın yumurtasını ve sütünü yanıma aldım. Sütü zaten genelde hep alıyorum da yumurta olayıyla kendimi aştığımı düşünüyorum. Pişmemiş yumurtayı küçük bir kapta götürüp bunu haşlar mısınız dedim, neyse ki garipsenmedi. Gerçi artık garipsense de umrumda değil dediğim gibi son zamanlarda büyük ölçüde yemeğini yanımda taşıyorum. 
Big Man manzara olarak süper, kahvaltısı fena değildi. Uzun uzun oturduk, Hüma dayısı ile parkta oynadı sonra Gülşah ile oynadı.


Tipi tip Hüma

Bıdıcık Boyuna Bakmadan Herşeyi Dener :D

Dayısı yarım saat boyunca Hüma'yı salladığı için pek oturamadı sayılabilir ama yine de herkes için güzel bir sabahtı.. Daha fazla da yazılacak bir şey yok, fotoğraflar anlatsın her şeyi. Aslolan deniz ve birlikte keyifle oturmaktı zaten, mekan bahane.

Kuzular...

Parkta yorulan Hüma bir güzel kahvaltı yaptı.
Yavrum Benim, dicem başka bişi yok :)))



Oradan çıktıktan sonra yine Big Man'in önünde geçen sefer yağmur sonrası dolaştığımız parkta dolaştık. Hüma'ya göletteki taşların üstüne çıkmış güneşlenen kaplumbağaları ve göletteki balıkları gösterdik. Bir de muz ağacını ve dalında kalmış birkaç muzu... Koşturduk yine, gezindik ve sonra Hüma'nın gitmemek için direnişlerine rağmen ayrıldık oradan fazla oyalanmadan.



Eve uğrayıp üst baş değişikliği ve denize gidiş. Makarna olayından sonra başka bir mekanda oturduk burası kesinlikle daha güzeldi ve de yiyecek konusunda yine tedarikli gittiğim için de sorun yaşamadık. Hava da daha güzeldi, uzun uzun oturduk kumsalda, kumlarla oynadık. Hüma'cık yine dalgalardan korktuğu için denize girmeye yanaşmadı.




 küçük artistim benim :)
Bir süre kumlarda oynadıktan sonra oturup bir şeyler yedi sonra da uyudu kumsalda. Yüzünü de güneşe çevirdik, güneş kremi filan da sürmedim bir güzel güneşlendi çocuğum uyurken. Göz kapaklarından aldı güneşi, D vitamini olsun bol bol.
 Muz Canavarı
 Tık Tık
 ŞŞŞŞ

 
Gelsin bol güneş, gelsin D vitamini
Akşam da balık yaptı Tolga bize, her ne kadar bayram vakti iyi balık bulunamamış olsa da karides, kalamar ve genel anlamda sofra kısmı güzeldi. Evde yemek de iyi oldu. Hüma balık seviyor zaten hem balığını yedi hem de deli gibi kalamar yedi :)

Cumartesi sabah da hava güneşliydi, Düden şelalesini merak ettiğimden oraya gitmek istedik zaten konuşuluyordu gidelim diye. Lakin açık söylemem lazım ki büyük hayal kırıklığına uğradık. Tamam şelale güzel ama o mekan, o şehrin içine sıkışmış zavallı şelale... Sonra ben zannediyorum ki doğanın içinde ağaçlık yürüyüş filan yapılacak bir yer halbuki bildiğin turistik tesis moduna sokulmuş hem de en kötü bir şekilde içeride yiyecek içecek, saçma sapan hediyelik eşyaların satıldığı, içeriye turnikeden geçerek girilen, merdivenleri, parmaklıklarıyla (üstelik alabildiğine uyumsuz alabildiğine çirkin) ve de betondan masalarıyla ciddi hayal kırıklığıydı. Bir de üstüne garip kalabalık vardı. Yine de güzel fotoğraflar çektik, Hüma biraz hayret biraz korkuyla baktı akan suya. Bir de mağara vardı küçük, orası da epey ilgisini çekti Hüma Kuşu'nun. 






Neyse fazla daha fazla vakit kaybetmemek için (her zamanki gibi) çıktık ve son kez denize gidelim dedik zira pazar günü yola çıkmaya karar vermiştik. Yine eve uğrayıp hazırlanıp denize gittik.
Hava biraz serindi, Hüma hasta olacak diye korkmadım desem yalan olur. Bir giydirdim bir çıkardım üstünü. Bir de kumlarda filan da oynadıktan sonra dayısıyla denize girmez mi bizimkisi :) Hem de son gün hem de akşam üstünün serinliklerinde. O zaman fark ettim ki Hüma'nın rahatsız olduğu suyun soğukluğu filan değil gerçi zaten çeşmeden akan suyla ayıla bayıla yıkandığından da anlamıştım bunu... Onu korkutan denizin enginliği ve dalgaların sesi... Dayısının kucağında girip keyifle oynamaya başlayınca biz de Tolga'yla girdik bir 5 dk. Hatta Hüma'nın burnunu kapatıp kafasını bile soktuk denize. Çıktıktan sonra bir güzel giydirip sarmak gerekti tabii üşümesin diye.İşte son deniz faslı da böyle geçti.. Ve fotoğraflar, Antalya'da son günümüzden.





 Bye Bye Deniz

 Bye Bye Kumlar (yine gelicez :)

Sonra denize veda ettik, Hüma el salladı, ayrıldık. Eve döndük, yıkanıp hazırlandık, hafif hafif valiz toplamaca bir taraftan da dışarıda yemek yemek üzere hazırlıklar. Yemekten önce de D&R'a uğrayalım hem biraz vakit geçiririz hem de Hüma Kuşu'nu yolda oyalayacak yeni birkaç kitap alırız dedik. D&R'da herkes bir taraftan Hüma'ya kitap aradık harıl harıl ve güzel şeyler bulduk neyse ki. Çıkartmalı kitaplardan, kartlı bir kitap ve ilk sözcük kitabım tarzı ama nesne fotoğraflarının karışık durduğu bir kitap aldık. Sonra da Burger House'a gittik. Bir güzel Antalya'daki son yemeğimizi yedik. Bu arada Burger House son birkaç yıldır açılan yeni nesil hamburgercilerden en iyisi bence.
Antalya maceramız böylece bitti. Sonra yola çıkış, yol maceraları vs.
Antalya bekle bizi yine gelicez :D

Bunları da Okuyabilirsiniz

4 yorum

  1. bir de bu antalya gezisinde "hakan abi" videosu çektiniz ya, efsane odur işte.. hakan abiii; iki doğdun.. ağzını yiyim senin ben hüma :):)
    zeynep teyze

    YanıtlaSil
  2. zeynepcim iyi hatırlattın o videoyu buraya koymak lazım..hemen ayarlıyorum :D

    YanıtlaSil
  3. Harika bir gezi, harika fotoğraflar adaşım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim... :) bu arada cvp yazdım sanıyordum yorumu çoktan okumuştum ama nedense yazmamışım..

      Sil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.