Anne İşte :(

By Haziran 08, 2012


Son günlerde hüma kuşumun morali bozuk gibi.. Birden sinirleniyor, birden ağlayabiliyor... Benim işe başlamama alışmıştı aslında ya da ben öyle olduğunu düşünüyordum. Gerçi sebeplerim de vardı; ilk günler ben yokken yemek yemesi uyuması biraz zor oluyordu. Ben evdeyken sürekli anne anne anne diye peşimde geziyor iki dakikalığına bir odaya filan girsem gideceğim sanarak telaşla kapıya koşturuyordu. Ama önce yavaş yavaş yemesi ve uykusu düzene girdi sonra da benim evde olduğum saatler kendi kendine de birşeyler yapabilmeye anne anne diye peşimde gezmeden takılabilmeye başladı.
Bu arada olanlar oldu tabii çocuğumun bütün azı dişleri birden kabardı, çıkmaya karar verdi. Çıkmadılar daha o ayrı ama rahatsız ettikleri kesin. Öyle ki bir kaç gün uyumakta zorluk çekti akşamları dişlerine ilaç sürmek zorunda kaldım. Çenesini tutarak ağlıyor, acıyo acıyo diyordu. Tüm bu diş çıkarma emareleri ile birlikte bizimkinde bir huysuzluk, bir asabiyet hasıl oldu. Açıkçası diğer dişlerde pek böyle şeyler yaşamadığımız için alışkın değildik. Sonra sanki o huysuzluk yerini hırçınlığa bıraktı. En basit bir şey bile problem olmaya başladı, yemek sonrası ellerini silmek ya da yıkamak, üstünü değiştirmek, altını bağlamak vs vs. Her an bir hırçınlık patlayabilir ve bizim hüma kuşu ağlayabilir... Hem de öyle laf olsun diye yalandan ağlama değil baya baya gözlerinden yaş aka aka katılırcasına...Ve de anne anne anne diye sayıklaya sayıklaya... Hal böyle olunca benim moral de bozuldu tabii ben de humuşumla birlikte bunalıma girdim birkaç gün... Neden böyle oldu filan diye dertlenmeye başladım. Acaba bilmeden çocuğun psikolojisini bozacak birşey mi yaptık acaba dişlerden mi bir yeri mi ağrıyor filan derken çağla dedi ki mevsim değişikliğinden olabilir ya da senin işte olduğunu daha yeni idrak ediyordur, normaldir... Biraz moralim düzeldi gibi oldu ama dün yine hiç sebepsiz yere hıçkıra hıçkıra ağlayınca aldı beni bir düşünce... Minnoşumun morali bozuk, minnoşum asabi... Sanıyorum bütün gün ayrı olmamız aslında onu sandığımızdan daha çok etkiliyor, evet bütün gün hiç problem çıkarmıyor anneanneye, oynuyor eğleniyorlar ama aslında içinde annenin yokluğu hissedip kaygısını taşıyor. Sabrediyor sabrediyor başka şeylerle oyalanıyor... Ama anne eve gidip minnoş memesine kavuştuktan sonra bütün o birikmişlikler çıkıyor bir şekilde... Zaten çağla da aynı şeyi söylemişti ama o an anlamamışım aslında.. Ama bugün birden aslında minnoşumun benim bütün gün özlediği, yanımda olmak istediği ve yokluğumla artan gerginliği nedeniyle aşağı yukarı her akşam bir sebeple patladığı ve içli içli ağladığını idrak ettim. Hatta idrak etmekle kalmadım durup dururken aslında durup duruken de değil ama alakasız bir şekilde Blogcu Annenin yazmış olduğu bu yazıyı okurken gözlerim ıslak en bir derinimde hissettim ve böylece minnoşumu da anlamış oldum. Ben de hıçkıra hıçkıra ağlamak istedim... Zira fark ettim ki ben de aynı durumdayım, gün içinde iş güç başka şeyler kendimi oyalıyorum bir şekilde ama aslında gün boyu bıdığımdan ayrı kalmak beni de derinden yaralıyor... Üstelik birikiyor hasretim ve bebeşimden ayrı kalmanın gerginliği bende de... Onun o tatlı hallerini, tüm gününü kaçırmak... Evet akşam birkaç saat vakit geçiriyoruz ama biliyorum ki günün yorgunluğu ile gündüz olduğu gibi değil, ben de değilim. Her ne kadar elimden geldiğince tüm enerjimi seferber etmeye çalışsam da kafam günün olayları ile dolu ve bedenim de yorgun oluyor.  
Ama maalesef koşullar böyle şimdilik, çalışmak şart. Neyse ki minnoşum anneannesiyle kalıyor da gözüm arkada değil. Elimden gelen beraber olduğumuz saatleri olabildiğince verimli geçirmek özellikle akşamları kritik çünkü vakit sınırlı ve yatıp kalkıp yine gidiyorum haliyle... Haftasonları biraz daha rahat ama tabii herşey hafta sonuna sıkışıyor bu sefer. Yapılacaklar, alınacaklar, gezmeler vs vs... Ben de birkaç haftadır uygulamaya çalıştığım gibi en azından bir gün günün çoğunu evde humuşla geçirmek ya da dışarıda olsak bile onun istediği bir şeyler yapmak gezmeleri de diğer güne sıkıştırmak...
Maalesef elimden başka birşey gelmiyor pek.. Humuşumu özleyerek geçiyor günler.. . Büyüyüp gidiyor bu arada kuzu, konuşuyor, koşuyor, merdiven inip çıkıyor... Derdini de iyiden iyiye anlatabilmeye başladı. Herşeyi taklit ediyor, kendi yemeğini yiyor.. Oyunlar oynuyor, şarkı bile söylüyor kendince...
Bunların büyük bölümünü kaçırıyor oluşum ise ayrı bir sızı... 

Bunları da Okuyabilirsiniz

1 yorum

  1. Seni çoook iyi anlıyorum! Ama Gülşen Teyze ile süper mutlu olduğuna da eminim gün içinde!Ayrıca Minecim diş o diş sen merak etme sensizlikten ağladığını sanmıyorum azıcık huysuz oluyorlar o kadar bu durum karşısında. O yavrunun azıdişi ağlamaları o, geçecek...Moral moral moral...;) Pozitif anne = pozitif çocuk;)

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.