Katı Gıdaya Geçiş
Bebeklerin katı gıdaya
geçişi belki de hayatları boyunca etkilerini gösterecek çok önemli bir dönüm
noktası. Aslında bunu yeni yeni anlıyorum desem yeridir. Hüma’nın katı gıdaya
geçtiği dönemde bunun bu kadar ciddi olduğunun çok da farkında değildim daha çok
olayın heyecanına odaklanmıştım. Öyle olması da iyi olmuş çünkü ne hümayı ne de
kendimi fazla kasmamışım. Katı gıda geçişi öncesinde özel bir çaba sarf etmesem
de sağdan soldan bir şeyler okudum. Benim düzenli takip ettiğim kitaplar yoktu
sadece Bebeğinizin İlk Yılında Sizi Neler Bekler kitabına bakıyordum ay ay.
Orada da katı gıdaya geçiş ile ilgili bilgiler vardı zaten. Doktorumuzun
yönlendirmelerini de dinledik tabii allahtan diğer birkaç konuda olduğu gibi
yalnış yönlendirmedi bu konuda. Hazırlamış olduğu birkaç sayfadan oluşan bir
bilgilendirme notunu bize verdi. Burada daha çok yapmamız gerekenler, belli
aylara kadar yasak olan yiyecekler ve günlük beslenme düzeni vardı. İlk
başlarda sık sık dönüp baktığım bir kaynak olarak işime yaradı. Ayrıyetten de
tabii ki yağmurcuğun maceraları ile Müge’nin deneyimlerine de sık sık
başvurdum. Özellikle de şunu nasıl pişirsem bunu nasıl yedirsem konularında..
Şimdi hüma 13 aylık
nereden esti katı gıdaya geçiş ile ilgili bir şeyler yazmak derseniz bir
süredir aklımdaydı hatta bu konu ile ilgili notlar da almıştım ama son dönemde
bu konu ile ilgili bir şeyler okudum gördüm vs. ben de yazmaya karar verdim
bizim maceralarımızı...
Hüma 4 aylıkken filan
başlamıştı elimizdekilere, sofradakilere bakmaya ve hatta sarkmaya... Yazın
benim tüm itirazlarıma rağmen annem salatalık, karpuz filan veriyordu ara ara.
Salatalıkla dişlerini kaşıyordu kuzum ama ben de boğazına filan kaçacak diye
korkuyordum ve verilmesini istemiyordum hiç. Sonra kabızlık çekmeye başladı 4.
ayda ben de kayısı suyu verdim biraz baktım iyi geldi ara ara veriyordum çok az
miktarda sonra bir iki pekmez bir iki karpuz filan derken az az alışmıştı.
Baktım çok hevesli doktora dedim ki biz erken geçmek istiyoruz katı gıdaya
doktorda gelişimsel olarak uygun bulduğu için 5 aylıkken seftali püresi ile
başladık katı gıdaya. Hüma çok sevdi ilk gün birkaç dilim ikinci gün 1
şeftaliye yakın yedi. Çok mutluydu ama bir taraftan da acaba artık meme yok mu
endişesi yaşıyordu üstüne memesini de emince ondan iyisi yoktu. İlk bir hafta
on gün sadece meyve püresi verdik. Her zaman ilk günlerdeki gibi coşkuyla
yemedi tabii hatta hiç yemek istemediği de oldu. Mesela mersin’e gitmiştik yeni
yeni yemeye başlamıştı hüma ama orada pek yemedi biz de hiç üstüne gitmedik
çünkü ortam değişikliğinden etkilendiğini düşünmüştüm nitekim ilerleyen aylarda
da düzen değişikliklerinin iştahsızlık olarak döndüğünü gözlemledik.Meyve, yoğurt, çorba ve
kahvaltı sırasıyla gittik. Yaklaşık 1-1,5 içinde kahvaltı yapmaya başlamıştı.
Aslında bence çok özel
bir şey yapmadık ama yine de bknz. bu süreçte neler yaptık;
- Her zaman bizimle beraber sofraya oturdu
- Her zaman iki kaşık kullandık, kendi yeme
denemelerine en başından beri izin verdik Hatta bu konu ile ilgili çok
eleştirildik hala da eleştirilmeye devam ediyoruz öyle ki hümanın çok döke
saça yediğini ve hiçbir zaman düzgün yemeyi öğrenemeyeceğini söyleyenler
oldu. Fakat ben bunlara kesinlikle inanmıyorum sonuçta çocuk kendi kendine
yemeyi öğrenmeye çalışıyor, motor becerileri yeterli olmadığı için de
doğal olarak döküyor. Pratik yapması gerekiyor ki öğrensin.
- Deneyerek öğrenmesine izin verdik, mesela zeytin çekirdeğini alıp ısırmaya çalıştığı oldu ya da yumurta kabuğunu çıtır çıtır yediği oldu. Ya da sıcak dememize aldırmadan ağzına attığı ya da içine elini soktuğu yiyecekler oldu. Bu tip durumlarda çığlık filan atmadık, sonunda randıman alamayıp vazgeçti bunlardan. Şimdi zeytin çekirdeğini kendisi çıkarıp atıyor, sıcak diyince kendince üflüyor vs.
Bence en önemlisi, neler
yapmadık;
- Yemesi için zorlamadık
- Döküp saçmasına, üstünü başını yerleri
batırmasına ses çıkarmadık, döktü, attı, dağıttı
- İki de bir de ağzını elini kolunu orasını
burasını silmek suretiyle rahatsız etmedik hatta bu konuda hala annem ve
babamla ve hatta sağdan soldan insanlarla mücadele ediyorum. Bırakın çocuk
yesin yemeği bittiğinde siler paklarız, nedir yani altı üstü yemek
- Üstü başı batmasın, sağı solu batırmasın diye
elini sürme, dokunma, yapma vs gibi müdahale etmedik, gün oldu değil eli
kolu saçı başı hatta burnu gözü bile yiyecek oldu yağ oldu yumurta oldu
- Kendi yemesine engel olmadık, genelde o bir
taraftan kendi kendine yeme denemeleri yaparken arada biz de yemesi için
bir şeyler tuttuk
- Asla televizyon karşısında ya da yatar
pozisyonda ağzına tepmek suretiyle yemek yedirmedik yalnız zaman zaman
elinde bir oyuncak ya da önünde bir dergi, kitap ile yediği oldu. Bu
yöntem işe yarıyor zira yemek yerken sıkılabiliyorlar bazen
- Belli bir şeyi yemesi konusunda zorlamadık,
sevdiklerini yedi sevmediklerini yemedi.
- Sofrada delirdiği zamanlar oldu, yemediği, yiyecekleri sağa sola fırlattığı vs, bu gibi durumlarda kontrolü kaybedip biz de zıvanadan çıkmadık, sukünetimizi mümkün mertebe koruduk, hüma arkadaşı olay yerinden uzaklaştırmakta bulduk genelde çözümü
Tabii tüm bunlar
olagelirken insanın sabrını zorlayan, sinirini zıplatan durumlar olabiliyor
mümkün mertebe sakin olmak, onun çocuk olduğunu hatırlamak lazım. Lafla pek
anlatılamıyor bazı şeyler...
Hüma şimdi kendi kendine yoğurt gibi çok sıvı olmayan şeyleri kaşıkla yiyebiliyor, yiyeceklere çatal batırıp kendisi yiyebiliyor mücadele ederek de olsa. Zeytini çekirdeği ile eline verdiğimizde çekirdeğini çıkarıp atıyor. Pilav, makarna gibi şeyleri bazen kaşıkla bazen eliyle yiyebiliyor. Bunları yaparken baştan aşağı batıyor hemen hemen her zaman ama olsun dökmeden yemeyi de öğrenecek. Önemli olan severek yiyor ve kendisi yiyor. Hem de bu yemek konusuyla ilgili bir travması yok bildiğim kadarıyla...
0 yorum
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.