Yeni Yıl, Kitaplar ve Kahve

By Aralık 19, 2014 ,

Yeni yıl geliyor... Aralık ayı başladığı zaman artık yeni yıl moduna hızla geçiliyor zaten. Bu sene de çam ağacımızı çıkarıp Hüma'cığımla süsledik. Son olarak bugün aldığım ışıklarla tam olarak süsten kendinden geçti diyebilirim ağaç. Biz biraz süslü seviyoruz :)) Hümacığım bu aralar herşeyi ama herşeyi süslü seviyor zaten. Mümkünse evde bile elbiseyle geziyor. Anne okula giderken en süslü kıyafetlerimi giyeceğim ve süslü tacımı takacağım ve okulda da yeni süslü pantiflerimi giyeceğim dedi geçenlerde. Yani bu cümle daha da uzayıp gidebilirdi. Allahtan şimdilik belli bir tarzı korumayı başarıyoruz, süslü olacağım diye rüküş olmasına izin vermiyorum. Çok alakasız şeyler giymek istediğinde hayır bunlar uyumsuz oldu böyle olmaz diyip gerekli yönlendirmeyi yapıyorum, duruma göre bir ya da birkaç parçayı değiştirerek hem rüküşe kaçmasına engel olup hem de seçimlerine saygılı olmaya çalışıyorum.. Yapacak bir şey yok, ağaç yaşken eğilir. Hele ki sokaklarda tuhaf kılıklardaki genç kızları görüp de, ya bizimki de böyle sokağa çıkmak isterse naparız korkusunu yaşadıktan sonra belli bir tarz sahibi olma konusunda küçükten başlamakta fayda görüyorum :) Bu arada ben gayet net hatırlıyorum ben de çok süslüydüm küçükken... Halalarım bana süslü diyordu hep. Kolumda katman katman bileziklerle gezip günde 3-4 kere kıyafet değiştiriyordum, keyfine, süsüme keder hem. Şimdi o kadar süslü değilim, bence bunda tam bizim ergenlik dönemlerimize denk gelen ağır ticky modasından kaçışımızın da etkisi büyük. Neyse Hümacığım süslü olsun bu konuda her türlü anne desteğine varım, yeter ki bir tarzı olsun...
İşte böyle yazmıyorum yazmıyorum sonra yazmaya başlayınca duramıyorum... Ne diyordum ben; yeni yıl, kitaplar ve kahve... 
Genelde yeni yıl benim için kutlama, eğlence ve süsleme için bahaneden ötesi değildir. Ama bu sene farklı... 2015 enteresan bir yıl olacak biliyorum, hissediyorum... Yenilikler ve umarım ki güzellikler getirecek. Beklentim büyük... Umutlarım da öyle... Bekliyorum... Çoğu zaman telaşlı ama sakin olmaya çalışarak...

Uzun upuzun bir aradan sonra bir anda birçok kitap aldım. Aslında kitap okumak üniversite 1. sınıf itibariyle çok gelgitli oldu benim açımdan. Kimi zaman çılgıncasına okudum, kimi zaman aylarca elimi bile sürmedim. Son 1 senedir ise iyi okuyorum, özellikle tezin bitmesi ile işe gidiş geliş zamanları benim için kitap okuma zamanları sıklıkla... Ehh malum yol da uzun olunca sadece yolda okuyarak epey kitap okunuyor. Son dönemde okuduklarım hep tavsiye kitaplardı, en çok da Emre ve Yasemin'in tavsiyeleri. Okuyup da en çok beğendiğim kitaplar arasında Kürk Mantolu Madonna, Fahrenheit 451, Günlerin Köpüğü ve son olarak da Yaşar Kemal'in Bir Ada Hikayesi dörtlemesi (ilk ikisini okudum henüz) var.  Hemen bir itiraf, bu yaşıma kadar Yaşar Kemal'in değil bir kitabını, bir iki satır bir yazısını bile okumamışım.. Nasıl bir önyargıysa artık. Sonra Yasemin tavsiye edince de tereddütle aldım Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana'yı ve daha ilk sayfalarda bu zamana kadar Yaşar Kemal'i okumamış olduğuma hayret ettim. Yaşar Kemal'in dilindeki yalınlık ve cümleleri bana Ursula'yı hatırlattı. Ve tabii biteviye yazışı... Durmaksızın akıp giden cümleler.. İşte öyle de okunuyor... 
Ben aslında en çok ama en çok Kızılay'daki Dost Kitapevi'nden kitap almayı severim. Gel gör ki artık lojistik olarak çok zor. D&R'a ise sık sık girmeme rağmen kendime roman alabildiğim sayılıdır. Bir kere çok karışık ve hep en popüler kitaplar görünürde. Diğerlerini bulabilmek için epeyce mücadele etmek gerekiyor bence. Şimdi bir süredir İdefix'de Sanal Kitap Fuarı var, ben de biraz bakayım dedim. Zaten Bir Ada Hikayesi'nin 3 ve 4. kitaplarını alacaktım. Sonra bakarken sanal kitap fuarı için hazırladıkları bölümlerden (Kararsızlar için ve bir takım sanatçı, yazar, gazeteci vb insanın tavsiyeleri) birkaç kitap beğendim, birkaç tane de Hüma'ya.. Derken hooop koca bir liste oluverdi :) Nihayet bugün kitapları teslim aldım. Mutluyum. Mis gibi yeni kitap kokuyor... 
Bu arada kitap ve kahve ikilisi bir klasik tabii ama ben genelde yolda okuduğum için kahveyi iş yerinde üstüne içiyorum artık :P
Fotoğraftaki kupa Paşabahçe'den Hüma için aldığım sonradan Tolga'nın da benim de çok beğenip devamını aldığımız kupa. Ayrıca aynı serinin tabakları ve kasesi de var. Severek kullanıyoruz, üçümüz de. Hatta Tolga ve ben daha çok seviyor ve kullanıyor olabiliriz :) 
Kahve demişken, benim için son dönemlerin favori kahvesi Starbucks Columbia Narino. Şimdi beğenip de tavsiye etmeden olmaz. Ve elbette yalnızca bu zamanlar bulunan Cristmas Blend de denenmeli, yalnız geçen seneki daha mı güzeldi ne?! Bak şimdi Starbuck dedim de aklıma geldi, Starbucks Monsanto ile mi anlaşacakmış ne!! Umarım öyle bir şey olmaz, zira Starbucks ile ilişiğimi kesmek zorunda kalırım.

Bunları da Okuyabilirsiniz

0 yorum

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.