Hüma, Dondu Keyfi ve Diğer Maceralar
Geçen hafta sonu İşbilir
ailesi, Emre, Nilgün ve de biz hep beraber Sadık Usta’ya kebap yemeye
gittik. Aman ne yedik ne yedik. Yalnız hakikaten adam kendine profesör demekte
haklı sayılabilir, kebap profesörü neticede...
Hüma kuşu güneş
gözlükleriyle pek sükse yarattı, her ne kadar gözlükler gözünde birkaç
dakikadan fazla kalmasa da biz o anları fotoğraflamayı başardık...
Sonracıma orada hapur
hupur yedik kebapları, muhabbetimizi ettik.. Hüma arka masada bulunan paketli
şekerleri paketlerinden çıkararak şekerliğe koyma işleriyle meşgul oldu uzunca
bir süre.. Ortalığı karıştı biraz her ne kadar bu sürede sesi çıkmayıp uslu
çocuk modunda olsa da...
Oradan çıktıktan sonra
karışık kuruşuk yollardan geçerek uzun bir yolculuk yapıp sırf hüma hanım
çimlerde rahat etsin diyerekten park caddesine vardık. Arabamızı dayının
sitesine park ettik oradaki çimleri gören hüma çim çim bahçe bahçe diyerek
koşturdu. Sonra çiçekleri gördü onları kokladı. Güzel pozlar verdi :) Bakınız.
Bu da karikatür Hüma yorumu...Biz koptuk buna...
Neyse sonra hümayı
bahçeden zorla alaraktan narqilla’ya gittik.Amaç hem hümanın çimlerde rahat
etmesi hem de isteyenlerin nargile içmesiydi. İyi mi ettik derseniz bence pek
iyi ettiğimiz söylenemez zira yol uzundu ama gittiğimize değmedi bence. Bir
kere çimleri kaldırmışlar her yer tahta olmuş. Sonra servis çok iyi değildi,
soda sıcak geldi, hümanın dondurması 45 dk filan sürdü hepi topu menüdeki
standart dondurma kup değil de çocuğa 1 topçuk külahta ya da küçük bir kapta
getirin dedim diye. Çikolatalı pasta da ehh işte...
Bu arada hüma sprite’a dadandı. Önce ufak ufak başlayan karıştırma filan girişimleri sonra
sonra yerini elini komple bardağın içine sokma, buzları yakalamaya çalışma,
şekerleri bardağın içine sokma, sprite içine tuz atma ve en son da tuzluğu
komple bardağın içine sokma şeklinde ilerledi.. tabii sprite içilemez
hale geldi, her yer battı...
Oradan babası tarafından
kovulan hüma bana yanaştı benim sodama ve suyuma salça oldu. Türk kahvesi ile
gelen küçük suyu ona verdim kısa sürede dökmek suretiyle onunla da işini
bitirmiş oldu. O arada zeynepin tatlısına dadandı. Zeynep arkadaşım benim yok
verme o yemez demelerime aldırmadan hümaya kıyamadığından herhalde tatlısından
hümaya da verdi. Hüma da bir güzel yedi, glikoz şurubu glikoz şurubu çikolata
soslu çikolatalı pastayı... neyse artık dedim sesimi çıkarmadım hatta sonradan
aynından ben de isteyince benimkine de dadandı..
Sonra hümanın dondurması
geldi. Aldı kaşığını eline bir güzel dondurmayı yedi, dekor olarak
kullandıkları çikolata sosundan yedi biraz. Bu arada üstü başı ağzı yüzü hatta
benim üstüm ve dizlerim dondurma ve çikolata oldu. Bakınız resimler...
En son masadaki tüm
yaramazlıklar bitince kendini yan masalara attı hümacık ama randımanlı sohbet
edebileceği kimsecikler yoktu etrafta... Biz de dışarı çıktık humuşla bir
baktık orada dandikten bir parkcık. Bir salıncak bir kaydırak. O arada bir de
ne görelim bir tane abla bir tavşanı sevmiyor mu... hemen biz de koştuk yanına
ben tabii hayvanlardan korktuğumu belli etmeden hümayı yanaştırdım tavşana
tavşanı sevdik biraz. Hüma bir koşturdu oradaki çimlerde bir gitti tavşanı
sevdi. Sonra tavşan yattığı ağacın dibinden kalkıp dolaşmaya başladı. Bu işe
pek bir bozuldu hüma zira hareket eden tavşan korkuttu kendisini her ne kadar
çaktırmasa da... tavşana ısrarla daha önce yatmakta olduğu yeri işaret ederek
tavşan git tavşan yat gidisinden şeyler gevelese de tavşan pek oralı olmadı. O
esnada ben daha fazla kendisi ile haşır neşir olamayacağıma kanaat getirerek olayı tolgaya devredip gidip oturdum.
Zaten hakan ve emre
ertesi sabah antalya yolcusu olduklarından daha fazla oturmadık evlere
dağıldık. Güzel bir Pazar günü oldu.
bu ekibi bir
araya getirebilmekten ötürü ve beraber birşeyler yapabilmekten ötürü mutluluk duyduk, güzel oldu :) bir daha yapalım...
3 yorum
Bu kadar harekete, Hüma gece kaçta uyudu merak ettim:))
YanıtlaSilDaha eve gittik yemek yedik :) herhalde en erken yine dokuz buçuğu bulmuştur... hüma gezmeye alıştı bir de son zamanlarda eve gitmeden uyumuyor hanfendi... dün arkadaşın düğününe gittik hüma gündüz 1,5 saat filan uyumuştu daha giderken uykusu vardı, orada çimlerin altında hamak vardı orada uyutma çabalarıma rağmen düğünü merak ettiğinden uyuyamadı. en son iyice sersemleyince düşecek diye korkup eve döndük de eve gidince uyudu. dışarıda uyutmak imkansız olmaya başladı..
YanıtlaSilHümacık,
YanıtlaSilBen son zamanlarda dilinden pek düşürmediğin 'Güşaa, Güşa, Güşaaa'ım..Beni dayın sayesinde tanıdın tabi bende seni..:) Öyle tatlısın ki aslında kıskançlık kraliçesi olan ben bile galiba seni en çok sevdim..
Üstte görmüş olduğun resimlerin bir kısmını aslında ben çektim. Mesela çiçek, astronot ve balık hallerini... Seni tanıdığım için çok mutluyum. Senden yaklaşık 26 yaş büyük olsam da aslında tıpkı Ada, Eda ve Ali gibi arkadaşın sayılırım. Sonuçta kimseye vermediğin o degerli kotuguna beni oturtturdun..(Bence annen bile bu haraketini kıskandı,hatta baban bilee. Dayından bahsetmiyorum hiçç.. sen beni seveli bu sevgiyle yarışır oldu çünkü kendince, kaldıramadı:)) Bence arkadaşlığımızın pekiştiği an senin devasa mutfak oyuncagında oyun oynarken oldu. Yalnız çalıştığım iş yerinde çok sık kullandığımız bir söz vardır; feedback vermek, sana oyun oynamanla ilgili iki adet feedback vermem gerek;
1. Genelde emir verir bir haldesin; aşağı, yukarı, gel, koy, al, çırp...
2. Arada yaş itibariyle olsa gerek bazen oturup dinlenmeliyiz, bu nasıl bir enerjiii.. Hadi sen sonra memee, biz?
:)Herşey bir yana bu feedbackleri almayacak olsan bile seninle oynaması çok keyifli..
Öyle birşeysin ki Hümacım insanların birbirlerine olan sevgilerini de pekiştiriyorsun. Ortada koşuşturuyor olman bile içimizdeki kötü düşünceleri iyileştiriyor. İyiki tanışmışız.. Sayende hem bir punk çocuk sevgisi hem de yeni dostlar kazandım..
Gülşah'dan sevgiler..
12.09.2012/Çarşamba/20:45/Foxda Deniz Yıldızı dizisi/bir bardak çay/bir dilim toblerone(bu aramızda kalsın birazcık hasta olmuşum duyarlarsa yedirmezler)
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.